BURCU ÇALIK – İstanbul’un Beykoz semtinde tek katlı bir gecekondudan, usta parmakları aratmayan melodilerde piyano sesleri yükseliyor. Dünyaca ünlü besteci Mozart’la aynı müzik kulağına sahip otizmli Yunus Yazar (19), hastalığı ve yoksulluk içerisinde geçen yıllarına inat, bir hayırsever tarafından hediye edilen piyanosuyla, konservatuvar kapılarının kendisi için de açılacağı günü bekliyor.
Beykoz’da tek katlı bir gecekonduda geçim savaşı veren Yazar ailesinin ikiz çocuklarından biri olan ve 3 yaşına kadar tek kelime konuşmayan Yunus, ilk kez annesinin örgü iplerinden ve gazete kağıtlarını yırtarak oluşturduğu harfler aracılığıyla çevresiyle iletişim kurmaya başladı. Yunus, 4 yaşına geldiğinde ise yaşıtlarının aksine okuma-yazmayı çoktan öğrenmişti.
Uzun hastane süreçlerinin ardından 7 yaşına geldiğinde otizm spektrum bozukluklarından biri olan “Asperger Sendromu” teşhisi konulan Yunus, öğrenim hayatı boyunca kaynaştırma öğrencisi olarak eğitim gördü ve bir dönem de antidepresan ilaçlarına mahkum kaldı.
Mozart’la aynı müzik yeteneğine sahip
Yunus’un hayatı, ortaokuldaki müzik öğretmeninin onu keşfetmesiyle bambaşka bir yön aldı. Öğretmeni çevresindeki birçok kişinin “zihinsel engelli” gözüyle bakarak dışladığı Yunus’un, dünyada Mozart, Beethoven, Chopen gibi sanatçılarda görülen, herhangi bir sesi referansa gerek olmadan doğrudan notaya dökebilme olarak adlandırılan üstün müzik yeteneği “absolut kulağa” sahip olduğunu saptadı.
Öğretmeninin desteğiyle güzel sanatlar lisesine tam burslu olarak girmeyi başaran ve geçtiğimiz yıl mezun olan Yunus, üniversite sınavındaki “100 puan” barajını geçemediği için konservatuvarların yetenek sınavlarına giremedi.
Kendisine bir hayırsever tarafından hediye edilen piyanosuyla yaşama tutunan ve konservatuvara gideceği günlerin hayalini kuran Yunus, bir yandan da ayağında kısmi felç olan ve kanser hastalığıyla mücadele eden annesine destek olmaya çalışıyor.
“Günde 7-8 saat piyano çalıyorum”
Yunus Yazar ve ailesi, Beykoz’daki evlerinde AA muhabirine yaşadıklarını anlattı.
Arkadaşı olmayan ve gününün büyük bölümünü evde geçiren Yunus, “Günde 7-8 saat piyano çalıyorum. Geçen yıl güzel sanatlar lisesinden mezun oldum. Üniversiteye gitmek istiyorum. Konservatuvar okumayı tercih ederim. Benim hayalim, müzisyen, piyanist olmak. Üniversite sınavına iki defa girdim, biri geçen sene biri bu sene. Düşük puan aldım. Baraj uygulaması kalkmalı, yetenek sınavıyla girmeyi tercih ederim.” dedi.
Her gün sabaha karşı dörtte uyanarak annesinin ilaçlarını verdiğini ve annesine ev işlerinde yardımcı olmaya çalıştığını anlatan Yunus, piyanoya olan sevgisini, “Benim için yemek yemek, su içmek gibi.” sözleri ile dile getirdi.
Yunus, ortaokuldayken arkadaşları tarafından dışlandığını ama lisede tüm arkadaşlarıyla çok iyi anlaştığını belirterek, “Ortaokuldaki müzik öğretmenim beni keşfetti ve koroya aldı. Benim ‘absolut kulağa’ sahip olduğumu söyledi ve beni güzel sanatlar lisesine hazırladı. Ben ve benim durumumda olan yetenekli gençlerin üniversiteye girebilmesini, Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) barajın kalkmasını istiyorum.” şeklinde konuştu.
“Gazeteyi yırtarak harfler yapıyordu”
Ev kadını olan anne Aylin Yazar (47) ise yaklaşık 7 yıldır tiroid kanseriyle mücadele ettiğini ve geçirdiği bir kaza sonucu ayağında kısmi felç meydana geldiğini dile getirdi.
İkizleri Yunus ve Emre’nin yanı sıra 12 yaşında bir oğulları olduğunu belirten Yazar, oğlunun çocukluğunu, “Yunus geç konuştu, kendi kendine okuma yazmayı öğrendi. Harfler yazmaya, sonrasında harfleri birleştirerek okumaya başladı ama bir türlü konuşmuyordu. Çok içine kapanıktı. Kendi köşesine çekilip orada devamlı yazı yazıyordu. Her gün gazete almamı istiyordu, onları kesip kesip yazıyordu. Gazeteyi yırtarak harfler yapıyordu.” sözleri ile anlattı.
Oğlunun evde kendisine çok yardımcı olduğunu söyleyen Yazar, “Ben kalkamıyorum, benim ilaçlarımı veriyor. Yapamadığım şeyleri oğlum yapıyor. Allah ondan razı olsun, elim ayağım.” şeklinde konuştu.
Yazar, Yunus’u önce hasta zannederek doktora götürdüklerini ve sonrasında konulan “otizm” teşhisiyle bütün hayatlarının değiştiğini kaydetti. Yunus’un en çok, müzikle iç içe olabildiği güzel sanatlar lisesinde mutlu olduğunu söyleyen Yazar, “YGS sınavında baraj uygulamasının kaldırılmasını, böyle çocuklara yardım edilmesini istiyoruz.” dedi.
“Barajı kaldırın”
Devlet memuru olan baba Seyfettin Yazar (47) da müzik öğretmeninin ortaokulda Yunus’a “absolut kulak” teşhisi koymasıyla oğlunun hayatında yeni bir sayfa açıldığını vurguladı.
Seyfettin Yazar, Yunus’un üniversiteye girebilmesi için çabaladıklarını belirterek, “Yunus, üniversiteye girmeye çalışıyor ama rahatsızlığından dolayı olmuyor. Matematiksel yönü zayıf. O yüzden YGS barajını aşamıyor. Yetenek sınavına da giremiyor dolayısıyla. Böyle bir engelimiz var. Bununla ilgili talebimiz, bu tip çocuklar için YGS’de barajın kaldırılması. Direkt yetenek sınavlarıyla alınmaları konusunda devlet yetkililerinden destek bekliyoruz.” diye konuştu.
Yunus’un doğadaki bütün sesleri notasal olarak algılayabildiğini aktaran Yazar, “Yunus, bir cama, tabağa vurduğunuzda orada çıkan sesin notasını direkt söyleyebiliyor. Böyle bir kulak. Bu, tanınmış klasik müzik adamlarında da olan bir kulak. Mozart, Bach gibi sanatçılar da absolut kulağa sahip insanlar. Fakat bu yeteneğe sahip olmak yetmiyor. Değerlendirmek, peşinde durmak lazım. Biz de durabildiğimiz kadar durmaya çalışıyoruz.”
“Ben olmazsam ne olur?”
Yazar, Yunus’a otizm tanısı konulmasıyla engelli çocukların ailelerini daha iyi anladığını söyleyerek, şunları kaydetti:
“Bir bağımlılık var. Benim, çocuğumun peşinde durmam lazım. Diğer çocuklar gibi normal bir sosyal hayatları yok. Bir yere gidip gelemiyorlar. Hep bunun düşüncesi içerisindeyim. Nereye kadar, nasıl yapabilirim, ben olmazsam ne olur? İster istemez insan düşünüyor bunları.
‘Asperger Sendorumu’ teşhisi konulduğunda oğlumun durumunda çocuğu olan aileleri daha iyi anlayabildim. Bu çocukların keşfedilmesi, daha değişik yetenekler de olabilir, onların peşinde durulması gerekiyor. Çünkü çok değerli insanların yetişeceğine inanıyorum. Devletin bu konuda daha ayrı, özel bir çabaya girmesini uygun görüyorum.”
“Oğlumu dinlemekten büyük zevk alıyorum”
Yazar, maddi olarak zorluk çektiklerini ve özel bir durumu olan çocukları için “özel” bir şey yapamadıklarını vurgulayarak, “Daha sosyal bir ortama girebilmesini sağlayacak aktivitelerimiz yok. Devamlı çalışmak zorundayım. Eşimin de rahatsızlıkları var. Maddi açıdan çocuğumuz için çok verimli olamıyoruz.
Yunus’un piyano çalmasının kendisini çok mutlu ettiğini aktaran Yazar, oğlunu dinlerken büyük zevk aldığını dile getirdi. Yazar, müziğe yönelmesiyle Yunus’un asabi hareketlerinin azaldığını, kendini daha iyi ifade etmeye başladığını söyledi.